İlerici Gençleri Sindirme Siyaseti
Bundan böyle Yıldız Hükümeti (2. Abdülhamid Han) Avrupa’ya kaçan gençleri değerlendirerek kandırma yolundan vazgeçmiş, kendine karşı kalem kullananlara, yazı yazanlara, söz söyleyenlere baskı ve yok etme eğilimine girişmişti. Sivil ve askeri ceza yasaları bu yeni suçları cinayet sayarak suçlarını ölüm, sürgün gibi en ağır cezalarla korkutucu yeni yeni madde ve bölümlerle doldurmuştu.
Sayfa 29 - 1. baskı - 1975
Avrupa'nın Makedonya'ya doğrudan doğruya ve alenî olarak el uzatması Manastır vilâyeti Bulgarların mıntıkaî bir isyanları hakkında Sofya komitaları tarafından yapılan tesebbüsten sonra ortaya çıktı. Avrupa bununla göstermek istedi ki kendisi bu karısıklığı istiyor ve yapanlara, isyancılara her çesit yardıma hazırdır.Bunun için eğer Bulgarlar kıpırdanmasa,silâha sarılmasaydılar, Türk köylerini ve çiftliklerini yakıp kül etmeseydiler, yollarına çıkan, kimseye zararı olmayan Türkleri öldürmeseydiler, Avrupa hiçbir zaman karısma mecburiyetini hissetmeyecek ve bugüne kadar mülakat programlarında. pek az bir hünerle yasatılan Makedonya problemi de kurcalanmayacaktı.Sonra da görüldü ki Avrupa devlet adamlarının her biri bulundukları siyaset sandalyesine dayanarak dünya sulhunun birer idarecisi gibi hareket etmektedirler. Bu harekette birbirine ters düsen istikâmetler alenîyse de, biz bunun üstünde durmuyoruz.
"Ulusun avuç dolu parasını alan büyükleri gördüm ki ulus ve devletin çıkarından çok, kendilerini düşünmektedirler."
Sayfa 31 - çağdaş yayınları
"Yıldız hükümeti Avrupa'ya kaçan gençleri değerlendirerek kandırma yolundan vazgeçmiş kendine karşı kalem kullananlara, yazı yazanlara, söz söyleyenlere baskı ve yok etme eğilimine girişmişti.'
Sayfa 28 - çağdaş yayınları
"Toplumun uyarılması için aydın kişilerin yayın alanına attıkları yasaklanıyor bunlar engizisyon cellatları tarafından akıl ve hayale sığmaz işkenceler altında ya yok ediliyor ya da uzaklaştırılıyordu."
Sayfa 28 - çağdaş yayınları
Bize inkılâbı hazırlayan; baskılı çağı atlatan, hürriyeti kazandıran, milletin bir an bile kötümserliğe düşüp tembellik yoluna sapmadan geleceğe lâyık olabilecek ilerleme ve yükselme yeteneklerini kaybetmemiş olmasıdır. 32 yıldan beri zincire vurgun baskılar altında yaşayan millet ( II. Abdülhamit'in baskı dönemi) bir an bile uykuya dalmadı.
Sayfa 19 - çağdaş yayınları